İstanbul Gedik Üniversitesi Şema Terapi Semineri ve Jeffrey Young Şema Terapi Kitabından yararlanarak yazdığım bir makaledir.

  Şema, bizi etkileyen uyaranın ne olduğunun anlaşılıp değerlendirilmesini sağlayan zihinsel bir yapıdır. Bilişsel davranışçı terapi, Geştalt terapi, psikodinamik terapi, kişiler arası psikoterapi, nesne ilişkileri ve bağlanma kuramı gibi yöntem ve kuramları birlikte kullanarak sorunları ele alır.

 Şemalarımız bebeklik ve ergenlik döneminde oluşan ilerleyen gelişim dönemlerinde ise devam eden ancak değiştirilmesi oldukça zor olan zihin yapılarımızdır. Şema, kişinin çevresine ve kendisine ait olan koşulsuz temalardır. Bir kez meydana geldikten sonra kişi için değiştirilemez gerçek olarak algılanmaktadırlar.

  Örneğin, ebeveynlerinden sevgi ve güven görmeyen bir çocuk ileride terkedilme ve yalnız kalamama, yalnızlığı acizlik olarak değerlendirme sorunları yaşamaktadır. Bu çocuğun Duygusal Yoksunluk Şemasını Geliştirip ona bağımlı hale gelmesidir.

Şemalar, geçmişten gelen kalıplar görevini üstlenirler bu sebeple kişilerin duygularını, hislerini davranışlarını belirleyerek kişilerarası iletişimlerinde etkili bir role sahip olurlar. Kısaca özetlemek gerekirse şemalarımız tüm davranış ve duygularımızı geliştirmektedir.

Şema terapi yöntemi, kronik depresyon ve anksiyete, yeme bozuklukları, madde kullanımı, kişilerarası ilişkiler gibi sorunların çözümlenmesinde etkilidir.

 Erken Dönem Uyum Bozucu Şemalar

 Çocukluk döneminde yaşanan olumsuz deneyimler ( travmatizasyon/kurban olma, seçici içselleştirme, hastalıklar, aile dinamiği, toksik çocukluk deneyimleri) erken dönem uyum bozucu şemaların oluşumunda etkilidir. Bu şemalar hayat boyu kişiye zarar vermekte ve süregelen bir döngüde devam etmektedir. Şemalar, çocukluk döneminde karşılaşılan olumusz deneyimlere çözüm olarak oluşturulup işlevsel bir haldeyken yetişkinlik dönemine geldiğimizde oluşturmuş olduğumuz bu şemalar hala geçerliliğini korumakta ve sorunlar karşısında bir çözüm olarak kullanılabilmektedir.

   Örneğin çocukluk döneminde ailesinden sevgi, güven görmemiş olan bir çocuk ileride yaşadığı duygusal bir ilişkide ne kadar sevildiği söylense dahi buna inanmayıp kendini yetersiz ve sevilmeye değmeyen birisi olarak görecektir.

Bir başka örnekte ise neden azarlandığını anlamayan bir çocuk daha sonraki azarlardan korunmak için nedenini anlamasa veya bilmese de kendisini hatalı gibi hissederek başka hata yapmaktan korunmaya çalışabilir. Bu hatalı ve kusurlu hissedebilme konusunda gelişen becerisi, ilerideki yaşamında yaşayacağı tartışmalar veya kendini savunmak zorunda kalacağı durumlarda bir engelleyici olarak çalışacaktır. 

Toplamda 5 şema alanı ve 18 şema bulunmaktadır.

  • Ayrılma ve Reddedilme Şemaları

 Bu alanın temeli güven ve bağlanmadır. Bu nedenle bu şemalara sahip kişiler güven, huzur, sevgi, kabul edilme ihtiyaçlarının karşılanamayacağını ya da kısa süreli karşılanacağı inancındadırlar. Aile ortamlarındaki mesafeli, soğuk, ani patlamalı, taciz edici ortamlı, dışlayıcı bu şemayı tetiklemekte ve oluşturmaktadır.

Terkedilme / İstikrarsızlık

Bakım verenlerden uzaklaştırma, ebeveyn kaybı, neden belirtmeksizin çocuğa bakım verenlerden uzaklaştırma gibi olaylar bu şemayı oluşturabilmektedir. Çocuk ortamı istikrarsız bulacağından sürekli terkedileceğini düşünebilir. Çocuk, yetişkinlik dönemine geldiğinde ise ilişkide bulunduğu bireylerin her hareketinden terkedilme anlamı aramaya, hissetmeye başlayacaktır. Bir sıcak bir soğuk davranmalar yetişkini karşı bireye bağlayabilmektedir.

Kuşkuculuk / Kötüye Kullanılma Şeması

 Ağır cezalara, fiziksel ve psikolojik istismara maruz kalan çocuklarda ortaya çıkan bir şemadır. Çocuk aile yanında zarar gördüğünden kendini güvende hissedebileceği bir ortam bulunmamaktadır. Bundan dolayı yetişkinlikte herkesin ona zarar verebileceği, hile yapabileceğini düşünmektedir. Bazı durumlarda bu şemaya sahip bireylerin kendilerine zarar vereceğinden emin oldukları bireylerle olan iletişimine de devam ettiği görülmektedir.

Duygusal Yoksunluk Şeması

Duygusal bağların eksikliğini hissetmiş çocuklarda görülür. Bu şemaya sahip bireyler desteklenmeye, sevilmeye, korunmaya, anlaşılmaya ihtiyaç duyarlar. Yetişkinlikte ilişkilerinde soğuk ve mesafeli bireyleri seçebilir ya da başkaları için yoğun vakitler harcayarak sosyal benliğini sınırlandırmayabilir.

Kusurluluk/ Utanç ve Suçluluk Şeması

Kişinin kendini kusurlu hissetmesi, sevmemesi, istenmeyen ve aşağı hissetmesi durumudur. Bireyler eleştirilmeye aşırı duyarlıdır. Sürekli kendilerinde kusur aramaktadırlar. Bu durumun sebebi ise çocukluk döneminde ebeveynler tarafından kıyaslanma, yoğun bir eleştiriye maruz kalmadır. Yetişkinlik döneminde birey kendi gibi bireylerle ilişki kurarken bazen de ulaşılamaz ve kendisine ilgi göstermeyen bireylere yönelebilmektedir.

Sosyal İzolasyon Şeması

Tüm dünyadan ayrı, diğer insanlardan farklı hissetme durumudur. Birey kendini bir gruba, topluluğa ait hissedemez.

  • Bozulmuş Özerklik ve İş Yapma Becerisi

Bu şemalara sahip kişilerde kendine yetebilme, bağımsızlık kazanma aşamalarında engel görmektedir. Şema oluşumundaki tipik aile yapısı ise çocuğun aile dışı etkinliklerini desteklememe, aşağılama ve aşırı koruyucu bir yapıdır.

Bağımlılık/Yetersizlik

Bağımlılık şemasına sahip bireylerin aileleri, çocuk yerine karar verir ve oldukça korumacıdır. Çocuğun yetiştiği ortam güvenilir hale getirilir ve çocuk hiç risk almayı öğrenemez. Bunun sonucunda ise birey yetişkinlik döneminde tek başına karar veremez, her adımında danışır ve yönlendirmeye ihtiyaç duyar.

 Beklenmedik Olaylar Karşısında Dayanıksızlık

Bindikleri asansörün düşeceği, arabaya binerse kaza olacağı, insanların ona zarar vereceği düşüncelerinden oluşan şema türüdür. Ebeveynlerin oldukça korumacı ve oldukça korumasız oluşundan ortaya çıkmaktadır. Bazı bireylerde kendini oldukça korumak varken bazı bireyler de ise bile isteye kendisini tehlikeye atma eğilimleri vardır.

Yapışıklık/ Gelişmemiş Benlik

Bir veya birden fazla kişiye, genellikle ebeveynlere karşı gözlemlenir, fazlaca duygusal yakınlık ve bağlılık vardır. Bu bağlılığa sahip olduğu bireylerden en az biri olmazsa sürekli mutsuz olacağı ve yaşayamayacağı inancı etkilidir. Bu yüzden sosyal ortamlardan vazgeçilir. Bireyde genellikle bir boşluk, kendi varlığını anlamlandıramama, amaçsızlık duyguları hakimdir.

Başarısızlık

Bireyin her alanda başarısız olacağına inanmasıdır. Çocukluk döneminde bireyde aşağılık psikoloji oluşturulması yetişkinliğinde bu şemada etkilidir.

  • Zayıf Sınırlar

Çocuklara her istediğini vermek ya da hiçbir şey vermemek, sorumluluk almalarını önlemek ya da olması gerekenden fazla sorumluluklar yüklemek bu şemaların oluşumunda etkilidir. Bu şemaları olan kişilerin aileleri tipik olarak aşırı hoşgörülü, aşırı düşkün, yönlendirmenin çok az olduğu veya sorumluluk alma, iş birliği gösterme ve amaç saptama ile ilgili olarak uygun terbiyenin verilmediği ailelerdir. Genellikle öz-denetim ve sınırlarını fark
etme ile ilgili bilgiler yerine çocuğa üstünlük hissi verilir. “Aslan oğlum/prenses kızım benim. Onun her şeyi yapmaya hakkı var. O en iyi, en yakışıklı, en akıllı, en güzel...”

Haklılık/ Görkemlilik

Kendini diğerlerinden üstün ve ayrıcalıklı görmektir. Sorumluluk şefkat ve empati becerileri gelişmemiştir. Dürtülerinde kontrol problemi yaşar. Yeme bozukluğu ya da alkol bağımlılıkları görülebilir. Bu şemayı değiştirebilmek için ebeveynler aşırı katı olmayan daha esnek sınırlar koymalıdır.

Yetersiz Öz Denetim Şeması

Sonuca hızlıca ulaşmayı isteme, sabırsızlık ve rahatsızlıktan kaçınma bu şema ile karakterizedir. Ödevini yapmaya başlayan bir çocuğun hızlıca sıkılarak çalışmaktan vazgeçmesi çok sık görülür.

  • Başkalarına Yönelimlilik

Kendi ihtiyaçlarını baskılayarak başkalarının ihtiyaçlarını karşılama zorunluluğu hissetmektir. Ancak karşılanmamış ihtiyaçlarımız öfke gibi duygusal problemler yaratabilir.

Boyun Eğicilik Şeması

Ebeveynlerin kendi isteklerine göre çocuğu yönlendirme ve buna karşılık veren çocuğun ise cezalandırılması bu şemanın oluşmasında büyük bir etkiye sahiptir. Bu şemaya sahip bireyler kendi isteklerini söylediklerinde suçluluk hissedebilir, öfke patlamaları yaşayabilir.

Kendini Feda Aşaması

Başkalarına gönüllü olarak olması gerekenden fazla yardım etme durumudur. Kişi saygı görmek, başkalarının üzüntüsünü giderebilmek için bu yolu tercih eder ancak ilerleyen zamanlarda farkına vardığında yoğun bir öfke ve suçluluk hissedebilir.

Onay Arayıcılık Şeması

Kabul görme ihtiyacı ile birey diğer insanların isteklerine göre davranmayı kabul eder. Başkalarının ilgisini çekmek ve kabul görmek oldukça önemlidir. Kendi değerini başkalarının üzerinden sağlar.

  • Aşırı Uyarılma ve Bastırılmışlık

Şemanın temeli disiplin ve katı kurallardır. Ebeveynlerinin isteklerini yerine getirmeye çalışan çocuk kendi isteklerini görmez ve zamanla ebeveyn dayatması kararların kendi istekleri olduğuna inanır.

Karamsarlık Şeması

Kötümser, her şeyden şikayetçi ve vesveseli ebeveynlerle yetişen çocuklar ebeveynlerinden hayattaki olumsuz yönlere odaklanmayı öğrenir. İyi giden durumların bile bir gün bozulacağı ve hata yapacakları endişesi ile yaşarlar. Bu kişinin, olumlu ve faydalı olan düşüncelerle bakış açısı değiştirilebilir.

Duyguları Bastırma

Duyguları bastırarak kontrol altına almaya çalışma ve hata yapmaktan sakınmak ile ilgilidir. Duyguları göstermek zayıflık olarak algılanır ve insanları uzaklaştırabilme ihtimalinden korkulur.

Yüksek Standartlar Şeması

Ebeveynlerinden koşullu sevgi gören bireylerde takdir kazanmak ve eleştirilerden kaçınmak için oluşabilmektedir. Detaylara takılma, süreç yerine sonuca odaklanma görülür. Sonucunda katı kurallarla bu standartlar karşılanmaya çalışılır ve kişi bu baskı altında ezilebilir. Yahut kişi sorumluluktan kaçıp devamlı erteleyerek bu durumla başa çıkmaya çalışır. Öfke ve hayal kırıklığı ile karşılaşılması olasıdır.

Cezalandırıcılık Şeması

Bu şemaya sahip bireyler hata yapan kişinin cezalandırılması gerektiğini ve hatalarının bedelinin ödemesi gerektiğini düşünür. Hem kendine hem de çevresine karşı tahammül, hoşgörü ve affedicilik göstermekte zorlanır. Mağdur olan ve cezalandırılan bireyin bir süre sonra cezalandıran konumuna geçtiğini görmek de mümkündür.