Melissa Vargas'ın hayatı gerçekten bir film senaryosunu aratmayacak kadar ilginç ve dolu dolu bir serüveni içeriyor. İşte Küba'dan Türkiye'ye uzanan bu film gibi hayat hikayesinin ana hatları:
8 yaşında okul takımında yer almaya başladı ve 12 yaşında Küba milli takımının alt yaş kategorilerinde oynamaya başladı. Sahada daima dikkat çeken bir yetenek olarak parladı ve lise yıllarında profesyonel kulüplerde oynamaya başladı.
Ancak Küba'daki kurallar nedeniyle sadece bazı ülkelerde, örneğin Polonya, Çekya ve Rusya gibi ülkelerde oynama izni vardı. 2016'da bir sezonluğuna Çekya'ya gitmeye karar verdi ve orada kariyeri daha da parladı. Ancak bir sakatlık yaşadıktan sonra ülkesine geri döndü.
Küba'da tedavi imkanlarını beğenmediği için özel bir klinikte tedavi olmayı tercih etti, ancak bu, ülkeye hakaret olarak kabul edildi ve 4 yıl boyunca milli maçlardan men edildi. Bu süreçte İsviçre'deki bir takıma transfer oldu ve bir sezonun ardından Fenerbahçe'ye geçerek Türkiye'ye ayak bastı.
Fenerbahçe'deki antrenörü Zoran Terzic, Sırbistan Milli Takımı'nı da çalıştırıyordu ve Vargas'ı Sırbistan vatandaşı yaparak milli takıma almak istedi. Ancak Küba'nın izni olmadan yapılan bu geçiş engellendi. Bunun üzerine Türkiye, Melissa Vargas'ı vatandaşlık için ikna etti ve Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan bizzat kimliğini kendisine verdi.
Vargas, Fenerbahçe ve Çin takımında başarılı bir şekilde oynadı ve sonunda Türk Milli Takımı formasını giymeye hak kazandı. Milli takımda büyük bir katkı sağlayarak hem Milletler Ligi'nde hem de Avrupa Şampiyonası'nda şampiyonluğa ulaşılmasına büyük katkı sağladı.
Şimdi soranlara "Malatyalıyım" diyor ve Türkiye'de bir voleybol yıldızı olarak sevilip sayılıyor. Melissa Vargas'ın hikayesi, vazgeçmeyen bir kadının, zorluklara karşı direnenlerin ve azimle çalışanların ülkesi ile nasıl kesiştiğini ve bu ülkede nasıl sevilen bir sporcu haline geldiğini anlatan etkileyici bir öykü.
