COVID-19 salgını sürecinde pek çok varyantın ortaya çıktığını gördük. Son olarak gündemde olan Eris varyantı hakkında Başakşehir Çam ve Sakura Şehir Hastanesi Enfeksiyon Hastalıkları ve Klinik Mikrobiyoloji Kliniği Eğitim Sorumlusu Prof. Dr. Özlem Altuntaş Aydın, kritik bilgiler paylaştı.
Eris Varyantı Nedir?
Prof. Dr. Özlem Altuntaş Aydın, Eris varyantının COVID-19 virüsünün genetik olarak değişen bir alt türü olduğunu ifade ederken, bu varyantın özellikle İngiltere ve ABD'de artış gösterdiğini belirtti. Varyantın, diğer varyantlardan farklı genetik özelliklere sahip olduğunu ve bu durumun bulaşma hızını etkileyebileceğini vurguladı.
Belirtileri ve Yayılımı
Eris varyantının belirtilerinin önceki Covid dalgalarında görülen semptomlara benzediğini belirten Prof. Dr. Aydın, özellikle baş ağrısı, boğaz ağrısı, burun akıntısı, hapşırık ve yorgunluk gibi belirtilerin öne çıktığını dile getirdi. İngiltere'de havaların soğuması ve kapalı alanlarda geçirilen sürenin artmasıyla bu varyantın yayılımının hızlanabileceğini ekledi.
Eylül Ayına Dair Endişeler
Eylül ayının, okulların açılmasıyla birlikte varyantın yayılım hızının artabileceği konusunda endişeler bulunuyor. Prof. Dr. Aydın, şu anda İngiltere'de vaka sayılarında bir artış gözlendiğini, ancak Dünya Sağlık Örgütü'nün henüz Eris varyantını endişe verici bir kategoriye almadığını ifade etti.
Türkiye'deki Durum
Eris varyantının Türkiye'de görülüp görülmediği konusunda net bir bilgi olmadığını belirten Prof. Dr. Aydın, Türkiye'de vaka sayılarında artış olabileceğini ancak daha fazla veriye ihtiyaç duyulduğunu vurguladı. Koronavirüsle mücadelede alınan önlemlerin varyantlar için de geçerli olduğunu, bu sebeple aşılanmanın ve temizlik, maske, mesafe kurallarına uymanın önemine dikkat çekti.
Yeni varyantlarla mücadelede dikkatli ve bilinçli bir yaklaşımın benimsenmesi gerektiği üzerinde duruluyor. Varyantların yayılımını takip etmek, bilimsel araştırmalara dayanarak alınan önlemlere uyum göstermek, salgının daha fazla yayılmasını engellemek adına kritik bir öneme sahip. Bu süreçte bilimsel verilere ve uzman görüşlerine kulak vermek, toplum sağlığının korunması açısından büyük bir önem taşıyor.
