Yargıtay’ın kararı, yargı bağımsızlığı ve kuvvetler ayrılığı ilkeleri açısından ciddi bir sorun teşkil etmektedir. Anayasa Mahkemesi, Türkiye’nin en üst düzey yargı organı olarak, kanunların Anayasa’ya aykırılığını tespit etme ve iptal etme yetkisine sahiptir. Yargıtay’ın bu kararı, Anayasa Mahkemesi’nin iptal kararlarını tanımama anlamına gelmektedir. Bu durum, yargının bağımsızlığını ve tarafsızlığını zedelemekte, hukukun üstünlüğünü tehdit etmektedir.
Yargıtay’ın kararı, Türkiye’nin uluslararası alandaki itibarını da zedelemektedir. Türkiye, Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi (AİHM) üyesi bir ülkedir. AİHM, Can Atalay davasında Anayasa Mahkemesi’nin kararını doğru bulmuştur. Yargıtay’ın kararı, AİHM kararlarını tanımama anlamına gelmektedir. Bu durum, Türkiye’nin AİHM’e olan bağlılığını ve uluslararası hukuka saygısını sorgulatır.
Yargıtay’ın kararı, bu güveni ciddi şekilde zedelemektedir. Bu nedenle, kararın bir an önce düzeltilmesi gerekmektedir.
Bu konuda atılması gereken adımlar şunlardır:
Yargıtay, kararının yanlışlığını kabul etmelidir.
Anayasa Mahkemesi, Yargıtay’ın kararının hukuka aykırılığını tespit etmelidir.
Hükümet, yargı bağımsızlığı ve kuvvetler ayrılığı ilkeleri doğrultusunda gerekli adımları atmalıdır.
Bu adımlar atılmazsa, Türkiye’de hukuk sistemi daha da bozulacak ve adalete olan güven tamamen kaybedilecektir. Bu durum, Türkiye’nin demokratikleşme sürecini de olumsuz etkileyecektir.
