Önce Oyun Motoru Seçimi
Öncelikle hangi oyun motorunda oyun geliştireceğinizi seçmek, başlangıç için oldukça doğru bir nokta olabilir. Dünya genelinde her ne kadar 2 oyun motoru öne çıkıyor olsa da burada seçenek sayısı hiç az değil. Yine eğer bol bol kaynak görmek ve geniş bir iş alanına sahip olmak istiyorsanız tercih etmenizi tavsiye edebileceğim motorlar Unity 3D ve Unreal Engine olacaktır. Bu iki motor da bolca derse ve portföylerinde çok güçlü oyunlara ev sahipliği yapıyorlar.
Eğer derslere ve kaynaklara Türkçe olarak ulaşmak istiyorsanız Unity bu noktada epey önde. Ülkemizde pek çok stüdyo ve geliştirici de Unity kullanıyor. Ancak eğer İngilizce sizin için bir sorun değilse Unreal Engine de her geçen gün teknolojilerini geliştiriyor ve her ne kadar uzmanlaşması zor olsa da iş olanakları azımsanamayacak kadar fazla.
Tabii ki yazılım dilleri öğrenmek sizin için bir sorun olabilir. Bu noktada da GameMaker sıklıkla kullanılan bir motor olarak öne çıkacaktır. Onunla da yapılan pek çok başarılı bağımsız oyun mağazalarda sergileniyor. Ancak elbette kaynaklar diğer iki motora nazaran daha kısıtlı ve motor size diğerleri kadar özgür alan bırakmayabiliyor.
Sonrasında Öğrenmeye Başlayın
Bir oyun motorunu öğrenmenin pek çok farklı aşaması bulunduğu için, oyun geliştiriciliğinin öğrenme aşaması da hiç bitmeyen bir süreç aslında. Ancak verimli bir şekilde oyun yapabilmek için öğrenirken izleyebileceğiniz bazı yollar da bulunuyor elbette.
Öncelikle kendinize daha önce başarısını kanıtlamış, mümkünse birkaç yıldan eskide kalmamış bir ders seti bulun. Udemy’de birbirinden harika pek çok kurs bulunuyor ve fiyatları da hiç mi hiç yüksek değil. Buradan bir kurs beğenmek hiç mantıksız olmayabilir. Fakat elbette YouTube ücretsiz bir kaynak olarak bizi bekliyor. Ders seçiminizi buradan da yapabilirsiniz. Harika hocalar ve seriler mevcut.
Bu noktada tavsiyem olacak. Dersler genellikle örnek projelerle ilerliyor. Eğer kendinizi geliştirmek istiyorsanız hocalarla birebir aynı projeleri yapmaktansa, kendinizce yeni bir şeyler katmayı, farklı materyaller kullanmayı ve ortaya derste gösterilenden biraz daha üstün bir iş çıkarmayı deneyebilirsiniz. Bunu birkaç örnek projede uyguladığınızda, pratik olarak dersin sizi ulaştıracağı noktadan daha ilerde olmayı başarabilirsiniz.
Etkinliklerden Uzak Kalmayın
Türkiye ve dünya genelinde pek çok oyun geliştiriciliği etkinliği yapılıyor. Bir yandan kendinizi geliştirirken, birkaç kere de böyle etkinliklere katılmanız kariyeriniz açısından çok büyük avantajlar verecektir size. Bu etkinliklerde kendi stüdyolarını kurmuş genç girişimcilerle, tasarımcılarla ve kendisini kanıtlamış geliştiricilerle tanışmanız mümkün. Google’da basitçe ‘Game Jam’ aratması yaparak dijital ve fiziksel etkinlikleri görebilirsiniz. Özellikle eğitim aşamanız bitmeden önce bunlara göz atmanızı önemle tavsiye ediyorum.
İlk Projeniz
Eğer dersleri tamamladıysanız ve benim tavsiye edeceğim yoldan gitmek hâlâ kulağa mantıklı geliyorsa ilk projeniz için de konuşabiliriz. Eğer hayalinizde bir projeniz ya da planladığınız bir oyun yoksa yapmanız gereken şey oldukça basit. Basit bir tür seçin, bu basit türün en iyi örneklerinden birisinin bir klonunu baştan yapmayı deneyin.
Örneğin hypercasual oyun stüdyoları ülkemizde oldukça yaygın, eğer böyle bir stüdyoda çalışma fikri hoşunuza gidiyorsa bulunduğunuz senenin çok indirilen başarılı birkaç örneğine göz atabilirsiniz. Bu stüdyoların oldukça ilgisini çekebilecektir, çünkü başarılı olabilen bir ürünü, sizin de üretebildiğinizi gösterir. Elbette farklı türler için de aynı şeyi yapabilirsiniz, ancak basit fikirlerle hareket etmeniz ve altından kalkabilmeniz oldukça önemli.
Nasıl ‘İş’ Bulacaksınız
İlk projenizi de başarıyla tamamladığınızda önerilerime artık pek ihtiyacınız kalmayacak ancak kurumsal hayata uzak olanlarınız için iş bulma aşamasından da bahsedeyim. Çalışmak istediğiniz ve daha iyi olduğunuz türleri belirleyin, bunlarla ilgili stüdyoları listeleyin. Ardından da portföyünüzü ve CV’nizi derleyin.
Eğer portföyünüzde tür için deneysel denilebilecek 1-2 projeniz varsa ve başarılı bir oyunu klonlayabildiğinizi gösterdiyseniz gerisi oldukça kolay. Ancak bu projeler eğer yayınlanmaya hazırsa, onları mağazalarda sergiliyor olmanız da büyük avantaj sağlayacaktır.
Genel olarak stüdyolara göz atabilmeniz adına Linkedin’i ve üniversitelerin teknopark, teknokent gibi ortamlarını araştırmanızı önerebilirim.
Aranızda bu maceraya atılmış olanlar varsa, tecrübelerini yorumlarda bizimle paylaşabilirler. Sonraki içeriklerimizde görüşmek üzere, sağlıcakla kalın.
