18 Eylül Pazartesi günü meydana gelen bu korkunç olay, Ümraniye Ihlamurkuyu Mahallesi’nde yaşanmıştır. Mehmet Dinç, iddiaya göre, birlikte yaşadığı 25 yaşındaki Fatoş Çetin’in gecekondu evine gelmiştir. Olay yerine gelir gelmez Fatoş Çetin’i pencereye çağırmış ve sonrasında elindeki bıçakla saldırmıştır. Bu saldırı sonucu Fatoş Çetin, boğazından ve vücudunun çeşitli yerlerinden bıçaklanarak hayatını kaybetmiştir.
Saldırının ardından sabah saatlerinde Fatoş Çetin’in babası, kızını kanlar içinde yerde bulmuş ve hemen polis ve sağlık ekiplerine haber vermiştir. Ancak sağlık ekipleri Fatoş Çetin’in hayatını kaybettiğini belirlemiştir.
Polis, olayın hemen ardından Mehmet Dinç’i gözaltına almıştır. Mehmet Dinç, emniyetteki işlemlerinin ardından Kartal’daki Anadolu Adliyesine sevk edilmiş ve mahkemede “Kasten öldürme” suçundan tutuklanarak cezaevine gönderilmiştir.
Önceki Saldırı ve Tahliye
Mehmet Dinç’in daha önce Fatoş Çetin’e yönelik bir bıçak saldırısı geçmişti. Yaklaşık 6 ay önce gerçekleşen bu saldırı sonucu Fatoş Çetin yaralanmış ve ardından Mehmet Dinç tahliye edilmiştir. Ancak tahliyesinin ardından Mehmet Dinç, başka bir “Basit yaralama” suçundan tekrar tutuklanmıştır.
Bu durum, hukuki süreçlerin, şiddet mağdurlarını koruma açısından nasıl işlediği konusunda ciddi soruları gündeme getirmiştir. Özellikle kadına yönelik şiddetin ve tekrar eden saldırıların nasıl daha etkili bir şekilde engellenebileceği sorunu ortaya çıkarmıştır.
Aile Durumları
Mehmet Dinç’in başka bir kadınla evli olduğu ve bu evlilikten 3 çocuğu bulunduğu bilinmektedir. Fatoş Çetin’in ise 1 çocuğu vardır. Bu dramatik olay, ailelerin içinde bulunduğu zorlu koşulları ve sosyal destek eksikliklerini de vurgulamaktadır.
Toplumsal Boyut
Ümraniye’deki bu olay, Türkiye’de ve dünya genelinde kadına yönelik şiddetin ne kadar ciddi bir sorun olduğunu göstermektedir. Toplum, bu tür olayların önlenmesi ve şiddetin sona erdirilmesi için daha fazla çaba sarf etmeli ve farkındalık yaratmalıdır.
Kadınların güvende hissettiği, şiddetin tolere edilmediği bir toplum hedefi için, hukuki, eğitimsel ve toplumsal önlemler alınmalıdır. Bu tür trajik olayların önlenmesi için aile içi şiddetle mücadele, eğitim, toplumsal cinsiyet eşitliği ve kadın hakları gibi konulara odaklanan daha kapsamlı bir yaklaşım gerekmektedir.
