İlaçlara Uygulanan KDV Artışı: Sağlık Sektöründe Tartışmalara Neden Olan Bir Adım

ilaclara-uygulanan-kdv-artisi.jpg

Tüm Eczacı İşverenler Sendikası (TEİS) Genel Başkanı Nurten Saydan, ilaçlarda KDV’nin sembolik bir değere düşürülerek mali takibin sağlanması gerektiğini belirtmiştir.

Yapılan düzenlemeyle birlikte ilaçlarda KDV oranının yüzde 10’a çıkması, hem Sosyal Güvenlik Kurumu’na (SGK) hem vatandaşlara hem de eczacılara ek yük getirecektir. Saydan, ilaçların hayati öneme sahip olduğunu ve yerine ikame edilebilecek başka ürünlerin bulunmadığını vurgulamıştır. Bu nedenle, ilaçlarda KDV’nin sembolik bir değere indirilmesinin gerekliliğine dikkat çekmiştir.

Saydan, bu KDV artışının eczacılar ve SGK tarafından karşılanmak zorunda kalınacağını belirtmiştir. Gelişmiş ülkelerde, devletlerin geri ödeme sisteminde yaşamsal öneme sahip ürünlerin vergilerinin sıfır veya yüzde 1 olarak uygulandığını örnek göstermiştir.

Bu KDV artışıyla birlikte 14 bin 900 çeşit ilacın fiyatlarının yeniden artacağı da ifade edilmiştir. Saydan, bu artışın sorumlusunun kendileri olmadığını ve vatandaşlarla paylaşmak istediklerini belirtmiştir.

Bu konuyla ilgili olarak Türkiye’de ilaçların KDV oranının artırılmasının tartışmalara neden olduğu ve TEİS Genel Başkanı Nurten Saydan’ın ilaçlarda KDV’nin sembolik bir değere düşürülmesi gerektiğini vurguladığı bilinmektedir.
Türkiye’de ilaçlara uygulanan Katma Değer Vergisi (KDV) oranının yüzde 10’a çıkarılmasıyla ilgili olarak son günlerde yaşanan tartışmalar hakkında bir açıklama yapmak istiyoruz.

Öncelikle belirtmek isteriz ki, ilaçlar hayati öneme sahip ürünlerdir. İnsan sağlığını korumak ve tedavi etmek için vazgeçilmezdirler. Bu nedenle, ilaçlara uygulanan KDV oranının mali takibi sağlama amacıyla sembolik bir değere düşürülmesi gerektiği konusunda TEİS Genel Başkanı Nurten Saydan’ın ifadelerine katılıyoruz.

Yapılan düzenlemeyle birlikte ilaçlara uygulanan KDV oranının yüzde 10’a çıkarılması, eczacılar, Sosyal Güvenlik Kurumu (SGK) ve vatandaşlar arasında ek mali yükler doğuracaktır. Eczacılar, bu KDV artışının zararını taşımak zorunda kalacaklar ve SGK da ek bir finansal yükümlülükle karşı karşıya kalacaktır. Vatandaşlar ise ödeyecekleri katkı payı ve fiyat artışlarıyla ek bir külfet altına girecektir.

Gelişmiş ülkelerde, ilaç gibi hayati ürünlerin vergilerinin düşük tutulduğunu ve hatta sıfır veya yüzde 1 seviyesinde olduğunu görmekteyiz. Bu ülkelerde, insan sağlığının korunması ve ilaçlara erişimin kolaylaştırılması ön planda tutulmaktadır. Türkiye’de de benzer bir yaklaşımın benimsenmesi ve ilaçlara uygulanan KDV oranının gözden geçirilmesi gerektiğine inanıyoruz.

Ayrıca, ilaç fiyatlarının KDV artışıyla birlikte yeniden artacağı konusunu da önemle vurgulamak istiyoruz. Bu durumun eczacılar ve vatandaşlar arasında ek bir mali yük doğurduğunu belirtmek gerekmektedir. Bu artışın sorumlusunun eczacılar veya vatandaşlar olmadığını net bir şekilde ifade etmek istiyoruz.

Sonuç olarak, ilaçların hayati önem taşıdığı ve ilaçlara uygulanan KDV oranının sembolik bir değere düşürülerek mali takibin sağlanması gerektiği noktasında TEİS Genel Başkanı Nurten Saydan ile aynı fikirdeyiz. Sağlık sektörünün sürdürülebilirliği ve vatandaşların ilaçlara erişiminin kolaylaştırılması için bu konunun yeniden değerlendirilmesini umut ediyoruz.

Exit mobile version