Çocuk Obezitesi: Türkiye Avrupa’da İkinci Sırada! Sağlıklı Nesiller İçin Şimdi Harekete Geçme Zamanı

cocuk-obezitesi.jpg

Paketli gıdaların içeriklerinin dikkatlice okunması gerektiği vurgulanıyor çünkü bazı ürünlerde gıda ömrünü uzatmak için katkı maddeleri kullanılıyor. Bu katkı maddeleri arasında emülgatörler ve mısır fruktoz glikoz şurubu gibi maddeler yer alıyor. Bu maddeler normal şekerden daha fazla şeker içerebiliyor.Hareketsizlik, obezitenin tetikleyici etmenlerinden biri olarak belirtiliyor. Aşırı kilo ve spor yapmamanın bazı hastalıklara yol açabileceği vurgulanıyor. Özellikle karaciğer yağlanması konusunda ciddi bir artış olduğu belirtiliyor ve bu durumun ileride siroz gibi ciddi problemlere yol açabileceği uyarısı yapılıyor.

Son olarak, uzmanlar doymuş yağ olarak adlandırılan ve özellikle margarin gibi sağlıksız besinlerden uzak durulmasını öneriyor.

Bu bilgiler ışığında, çocukların sağlıklı bir yaşam sürdürebilmeleri için dengeli beslenme alışkanlıkları edinmeleri ve düzenli fiziksel aktivite yapmaları önemlidir. Ayrıca, ailelerin de çocukların beslenmesine dikkat etmeleri ve sağlıklı yaşam alışkanlıkları kazandırmaları gereklidir.

Obezite, gün geçtikçe artan bir sorun haline gelmeye devam ediyor. Özellikle fazla paketli gıda tüketimi, çocukları en büyük risk grubu haline getiriyor. Türkiye, yüzde 7,7 oranıyla çocuk obezitesinde Avrupa’da ikinci sırada yer alıyor. Dünya Sağlık Örgütü’nün verilerine göre, Türkiye’de yaklaşık 20 milyon obezite hastası bulunuyor ve özellikle çocuklarda aşırı kilo vakaları her yıl artıyor.

Paketli gıdaların içeriğinde, üzerinde “yüzde 100 doğal” ibaresi bulunsa dahi birçok katkı maddesi bulunabiliyor. Uzmanlar, alışveriş yaparken bu ürünlerin içeriğine dikkat edilmesi gerektiğini vurguluyor. Genel Cerrahi Uzmanı Prof. Dr. Onur Yaprak, gıdaların raf ömrünü uzatmak için kullanılan bazı katkı maddelerinin içerisinde emülgatörlerin bulunduğunu belirtiyor. Bu emülgatörler, yağ ile sıvının karışmasını sağlamak için kullanılıyor ve mısır fruktoz glikoz şurubu gibi maddeler normal şekerden çok daha fazla şeker içerebiliyor.

Obezitenin artmasında hareketsizlik de büyük bir etken. Aşırı kilo, spor yapmamak beraberinde bir dizi hastalığı getirebiliyor. Prof. Dr. Yaprak, karaciğer yağlanmasının ülkemizde alarm verici boyutlara ulaştığını belirtiyor. Önümüzdeki on yıl içerisinde 500 bin kişinin siroz olabileceği öngörülüyor. Bu, ciddi bir sağlık krizine işaret ediyor. 2000’li yılların başında yüzde 10 olan karaciğer yağlanması oranı, şu anda yüzde 40’lara kadar çıkmış durumda. Yani son 20 yılda bu oranda dört katlık bir artış yaşandı.

Uzmanlar, doymuş yağ olarak adlandırılan ve özellikle margarin gibi sağlıksız besinlerden kaçınılması gerektiğini vurguluyor. Sağlıklı yaşam alışkanlıkları kazandırmak için ailelerin çocukların beslenmesine dikkat etmeleri de son derece önemli. Obezitenin önlenmesi ve kontrol altına alınması, sağlıklı bir neslin yetişmesi için herkesin sorumluluğunda olan bir konudur.

Exit mobile version